You are here:

Sanat

OYA Projesi

İlk oya alımının yapıldığı 2007 yılından itibaren için için gelişen ve 2014 yılından itibaren kapsamlı bir içerik kazanan Oya Projesi 2024 yılından itibaren ilk meyvelerini vermeye başlıyor.

Oya Takvimleri

Oya Projesi bir yandan oya gibi işlenirken, bir yandan da kısa sürede hayata geçirilme olanağı olan Oya Takvimleri çalışıldı. İlki küçük bir formatta 2018 yılı için basılan oya takvimleri, ikinci yılından itibaren yeni ve daha kapsamlı bir tasarımla ortaya çıktı ve her yıl ana formata sadık kalınarak yedi yıldır basılıyor.

Oya Kitapları

Oya maceramız henüz bir projeye dönüşmeden önce sadece kitaplarla devam edecekti. Zira işin içine girdikçe, bu kadar bizim, bu kadar bize özgü ve bu kadar buram buram Anadolu kokan bu özgün sanatımızın kitaplara doğru dürüst konu olamadığını fark ettik. Oyanın enine boyuna mercek altına alındığı kitabını yapma fikri heyecan vericiydi. Ama oyanın hak ettiği kitapları kime yazdıracaktık? Araştırdığımızda ortaya çıkan iki ismi de şahsen tanımıyorduk. Sonuçta, sanat tarihi açısından Nurhan Atasoy, etnografik açıdan ise Gönül Paksoy ile çalışmaya karar verdik.

Oya Belgeselleri

Vakfımız kurulmadan önce 2014 yılında başlayan oya belgeseli çalışmamız Adnan Memiş’in Kuleli’den sınıf arkadaşı yönetmen Mehmet Eryılmaz ile başladı. Kendisinin yeni bitirdiği bir filmin lansmanı ile meşgul olduğu bir dönemde çok ısrar edince birlikte çalıştığı arkadaşı Sultan İlhan’ı sahaya yöneltip kendisi uzaktan kumanda ile filme katkıda bulundu.

Koleksiyonun oluşması ve hikayesi

Kurucumuz Adnan Memiş tarafından belirtilen tarihte alınan ilk iğne oyalarına, izleyen haftalarda yenileri eklenmeye başladı. Mısır Çarşısı bir dönem nerede ise her hafta sonu ziyaret edilmeye başlandı. Özenle seçilen oyalar önce bir dolabı, ardından bir banka ofisinin dekorasyonuna uyarlanmış çeyiz sandığını doldurup taşınca, bu kez mimarların kullandığı proje dolaplarında yerleşmeye başladı. Bu kez nasıl koruyacağız kaygısı başladı. Müzelere objeleri koruma konusunda danışmanlık yapan ve ürün veren bir ispanyol firmaya asitsiz kağıda kutular yaptırıldı. 
 
Sadece estetik bir bakış açısıyla toplanan oyaları daha bilinçli bir şekilde toparlayıp kimliklerini çıkarmaya yönelince danışman aramaya başlandı. Ve yolumuz Emine Semra Erkan ile kesişti. 
Bu hayat dolu kadın hem oyaları biliyor, hem de sıkı bir oya koleksiyoneri idi. Gelip ofisimizde oyalarımızı ilk gördüğünde seçimlerimiz konusunda tam not verdi. Ve biz ağzından çıkan her sözü ilgili oyanın kutusuna koyduğumuz postitlere  yazmaktan yorulduk. Böylece artık bir danışmanımız vardı. 

Giderek gelişen dostluğumuz Semra Hanım’ın evde kahve davetiyle yeni boyutlar kazandı ve kendisinin oyaları ile karşılaştık. O kadar çok oya toplamıştı ki ağzımız açık kaldı. 40 yıldır biriktirdiği oyaları ne yapacağını da bilmiyordu. Ama biz biliyorduk ve karşılıklı gülüşmelerle başlayan ilgimiz, sonunda  koleksiyonunu devralmamızla sonlandı. Biz tamamını aldık sanıyorduk ama meğerse gerisinin de olduğunu çok zaman sonra öğrenmek durumunda kaldık. 
 
İş büyümeye başlamıştı. Derken ilk oyanın alındığı Mısır Çarşısı’ndaki dükkanın sahibi Uğur Temel’in de gözlerden uzak tuttuğu koleksiyonu beklenmedik bir anda kendi elleriyle getirip teslim etmesiyle çığrından çıktı. Ardından Bursa’da çok özel oyalar satın alınan Mehdi Kamruz kendi şahsi koleksiyonunu sakladığı evinin kapılarını açtı ve üçüncü bir koleksiyon da teslim alınmış oldu. Son olarak da Bodrum’dan sevgili İsmail Açıkel,  mağazasında sattığı oyaları büyük pazarlıklarla alınabilirken tarafımızdan yapılan çalışmaları görüp, değerlendirip sonunda evinin kapılarını açıverdi.  Üstelik yüzlerce oya arasından seçerek almamıza olanak tanıyan bir gönül zenginliği ile koleksiyonumuza öyle  beklenmedik bir katkıda bulundu ki, orda kendisinin bambaşka bir yüzünü gördük ve çok sevdik. 
 
Bir yandan bu gelişmeler olurken bir yandan da reklam ve iletişim sektörünün bilinen isimlerinden Muhittin Uzal ile arkadaşlık ve komşuluk ilişkilerinin ötesine taşınan bir yaklaşımla hayaller paylaşılıyordu. Ve bir gün artık bu koleksiyon ve ardındaki Anadolu sanatının ciddi bir projeye dönüştürme kararı alındı. Projenin başlıkları kısa sürede tamamlandı. İçini doldurmak ise yıllarımızı almaya devam ediyor. 

İlgili Haberler